google.com, pub-6287384622389852, DIRECT, f08c47fec0942fa0
Benim sitem

HİKAYELER

HİKAYELER DEGİŞİK TARZ HİKAYELER

KUYRUKTAKİ MUTLULUK

    Delikanlı kedi, bahçede bir taraftan derin bir sükunetle güneşlenen, bir taraftan da kuyruğunu mutlulukla sallayan babasının yanına geldi. Genç kedinin yüzünden ve halinden mutsuzluğu apaçık okunabiliyordu. Bir müddet yanına oturduktan sonra, sıkıntısını babasına açtı:
    ‘Şey, baba bilirsin, kediler hayatlarındaki en güzel ve önemli şeyin kuyruklarını yakalamak ve böylece mutlu olmak olduğunu düşünürler. Ben de böyle düşünüyorum. Ne var ki, şimdiye dek ne yaptıysam kuyruğumu ve de mutluluğumu yakalayamadım. Çok mutsuzum. Ne yapacağımı bilemiyorum.’
    Baba kedi önce anlayışla gülümsedi, sonra da genç kediye şu cevabı verdi:
    ‘Evladım bende bir zamanlar senin gibi kuyruğumu yakalarsam mutlu olabileceğimi düşünürdüm. Bu yüzden de vaktim kuyruğumun peşinde koşmakla geçti. Ama aylar, yıllar geçtikçe şu gerçeği daha iyi anladım: Kuyruğumu kovaladıkça , onun ardında koştukça o bana yaklaşmıyor, tersine uzaklaşıyordu. Fakat, ne zaman onun peşini bırakıp kendi hayatıma baksam, o da benim ardımdan geliyordu. Bu gerçeği anladığımdan beri, şu an yaşadıklarımla ilgileniyorum ve kuyruğum benden hiç ayrılmıyor .

Köle ve Aslan Hikayesi
Vaktiyle bir köle kaçıp ormana sığınmış. Etrafta gezinirken, iniltiler içinde ızdırap çeken bir aslan görmüş. Önce korkup kaçmaya yeltenmiş. Fakat aslanın yerinden hiç kıpırdamadığını, yalvaran gözlerle kendisine baktığını görüp durmuş. Aslan kanayan pençesini uzatıyormuş ona. Köle dikkatlice bakınca, aslanın pençesine büyük bir dikenin saplandığını görmüş. Dikeni çıkarıp yarayı temizleyen köle, gömleğinden kopardığı bezle de iyice sarmış. 

Rahatlayan aslan ayağa kalkıp kölenin ellerini yalamaya başlamış. Sonra da önüne düşüp yaşadığı inine götürmüş. Her gün yakaladığı avları ine taşıyıp, köleye yardım ediyormuş. 

Bu beraberlikleri uzun sürmemiş. Ormana gelen avcılar ikisini de yakalamışlar. Ayrı kafeslere kapatıp günlerce aç sefil bırakmışlar onları. Kralın da hazır bulunduğu bir gün kafesin ağzı açılmış. Aslanın köleyi nasıl parçalayacağını herkes merakla bekliyormuş. Büyük bir iştahla saldıran aslan, kölenin yanına gelince onu tanımış. Önünde bir köpek sadakatiyle durup kölenin ellerini yalamaya başlamış. Kral bu duruma çok şaşırmış. Köleyi yanına çağırıp bütün hikâyeyi dilemiş sabırla  ondan. Anlatılanlardan çok etkilenen kral, köle nin affedilmesini ve ödüllendirilmesi, aslanın da ormana salıverilmesini emretmiş.

 Asla ,Yalan ,Söyleme, Hikayesi

   Çok Eski zamanlarda, insanlar ilim öğrenmek için çok çalışırlar, her türlü güçlüklere katlanırlardı. Küçük yaşlarında köylerinden, ailelerinden ilim öğrenmek için ayrılırlar, yıllarca onlardan uzaklarda zor şartlar altında yaşarlardı.
Seyyid Abdulkadir’in de küçük yaşta içine öğrenme arzusu düşmüş, bunun çarelerini aramaya başlamıştı. Sonunda dayanamadı, annesine gelerek;

-Anneciğim, ilim öğrenmek için Bağdat’a gitmek istiyorum...dedi.

Annesi ise;

-Senden ayrılmaya gönlüm razı olmuyor. Ancak seni de Allah yolundan alıkoymak istemem.

Annesi Abdulkadir için yol hazırlıkları yaptı. En sonunda da oğluna lazım olur diyerek, 40 altını kaybetmemesi için bir kese içinde yeleğinin koltuk altına dikti. Sonra oğlunun gözlerinin içine bakarak şöyle dedi;

-Sana son olarak nasihatim şudur ki, eğer beni ve Allah’ı memnun etmek istiyorsan asla yalan söyleme, doğruluktan ayrılma. Allah her zaman ve her yerde doğruların yardımcısıdır.

Seyyid Abdulkadir annesine söz verdi ve ağlayarak elini öptü. Bağdat’a giden bir kervana katılarak yola çıktı.

Hemedan yakınlarında dar bir geçide girdiklerinde kervanda bir bağrışma koptu. Eşkıyalar kervana saldırmışlardı. Bir anda bütün sandıklar yere yıkıldı, eşyalar yağma edilmeye başlandı. Haydutlar kervandakilerin neyi var neyi yoksa hepsini alıyorlardı. Eşkıyalardan biri de Abdulkadir’in yanına geldi. Onun fakir haline bakarak şaka olsun diye;

-Söyle bakalım senin neyin var fakir çocuk?

Abdulkadir;

-Yalnız 40 altınım var, diye cevap verdi. Haydut önce şaşırdı sonra gülmeye başladı. İnanamadı ve tekrar sordu;

-Doğru mu söylüyorsun?

Abdulkadir:

-Evet, doğru söylüyorum, 40 altınım var.

Eşkıya meraklandı. Abdulkadir’i elinden tutup reislerine götürdü.

Durumu reislerine anlattı. Haydutların başı;

-Senin 40 altının varmış, doğru mu bu?

Abdulkadir;

-Evet doğru.

Reis;

-Söyle bakalım. Onu nereye sakladın?

Abdulkadir;

-Hırkamın içinde koltuğumun altında saklı.

Bunun üzerine haydutlar hırkasının içinde, koltuğunun altında saklı bulunan 40 altını bularak reislerine verdiler. Herkes çok şaşırmıştı.

Reis hayretle sordu;

-Peki evladım, sen niçin üzerinde altın olduğunu söyledin? Eğer bize söylemeseydin onları bulamazdık.

Abdulkadir;

-Ben annemden ayrılırken, asla yalan söylemeyeceğime dair söz vermiştim. Arkadaşınız senin bir şeyin var mı diye sorunca, altınlarım olduğunu söyledim. 40 altın için verdiğim sözden döneceğimi mi zannediyorsunuz?

Bu sözleri duyan haydutların reisi çok şaşırdı ve derin bir düşünceye daldı. Sonra etrafındakilere dönerek;

-Yazıklar olsun bizlere. Bu çocuk kadar olamadık. Bu çocuk annesine verdiği sözünden dönmemek için her şeyini veriyor. Bizler ise Allah’a söz verdiğimiz halde, hiçbir zaman verdiğimiz sözlerde durmadık. O’nun yapma dediklerini yaptık yarın Allah’ın huzuruna çıktığımızda halimiz nice olacak?

Sonra şöyle devam etti:

-Sizler şahit olun. Şuanda bu çocuk benim kötü yoldan dönmeme sebep oldu.Şimdiye kadar yaptığım bütün günahlarım için pişman olup tövbe ediyorum. Bundan sonra iyi bir insan olup, Rabbim’in sevmediği işleri yapmayacağım.

Reislerine çok bağlı olan haydutlar hep bir ağızdan;

-Reisimiz, biz senden ayrılmayız.Sen hangi yolda yürürsen biz de o yolda yürürüz diyerek hepsi birden pişman olup tövbe ettiler.

Kervandaki insanlardan ne aldılarsa hepsini geri verdiler ve bir daha haydutluk yapmayacaklarına söz verdiler.

Seyyid Abdulkadir ise yoluna devam ederek Bağdat’a ulaştı. Orada ilim tahsiliyle meşgul oldu. Kısa bir zaman içinde çok ünlü bir alim oldu. Binlerce insanın

Kötülüklerden vazgeçip iyi birer insan olmalarına vesile oldu.....

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol